Wednesday, February 29, 2012

'igeneration'

Son zamanlarda 6 yaşında bir çocuğu gözlemleme şansınız oldu mu bilmiyorum, ama ben çok sevdiğim bir arkadaşım sayesinde her tür davranışlarına, alışkanlıklarına hatta kriz anlarına şahit olabiliyorum. Hatta 2 kez beraber tatile bile çıktığımız için, yemekten önce dondurma isteme krizi nasıl çözülür, restoranda yan masadaki çocuk ona kalkıp vurursa ne yapılmalıdır, çocuk sevdiği biryerden kaldırıp başka yere götürmeye nasıl ikna edilir hep beraber deneyimliyoruz ailecek.
Sonuç: jenerasyonlar arası müthiş bir boşluk. Bir eğitimde görmüştüm bu terimi, çok hoşuma gitmişti, şimdiki çocuklara 'igeneration' diyorlar. Yani ipad, ipod, iphone nesli.
Benim çocukluğumda walkman vardı, müthiş bir icatdı, pilin bittiğinde seni yarı yolda bırakırdı, tüm kasetlerini yanında taşıman gerekirdi. Birde Game Boy vardı, ya tetris oynardın ya da bir kaç uyduruk animasyon oyunu. Gece yorganın altında saatlerce oynamaya çalışırdım, gerçi onunda pili çabucak biterdi, yine kalıverirdin oyunun en güzel yerinde. İlk cep telefonu çıkmıştı, Ericsson o kadar ağır bir telefon tasarlamıştı ki, mesaj alıyordun ama atamıyordun, ayaklarının üzerinde yürümeye çalışan bir bebek gibiydi teknoloji o zamanlar. Şimdi düşünüyorum da elektronik çağı biraz olsun yakalamışım iyiki. Yoksa şimdiki çocukların niye bu kadar bağımlı olduklarının sebebini hiç anlayamayacaktım.
Şimdi arkadaşımın çocuğuna bakıyorum, bir iphone canavarı, ingilizcesini bile çözmüş bütün oyunların, tam bir teknoloji canavarına dönüşüyor telefonu eline geçirdiği andan itibaren. Geçen yıl arkadaşım eski jenerasyon ipad'imi ona satmamı istediğinde ilk çok şaşırmıştım. Benim çıkar çıkmaz büyük hevesle aldığım, satmaya bile kıyamadığım birinci jenerasyon ipad'im 5 yaşında bir çocuk tarafından sahiplenilecekti. Olur mu canım küçük çocuk ne anlar ipadden bile demiş olabilirim hatta. Sonra algıda seçicilik olsa gerek, etrafıma bakınmaya başladım. İstinye Park alışveriş merkezinde bir cumartesi günü pusetlerinde otururken ipadlerinden oyun oynayan, çizgi film izleyen onlarca çocuğa rasladım. Bizim Türklerde amma görgüsüz oldu diye düşündüm, 3 yaşında çocuğun eline ipad vermekte neymiş, sonra yazın Milano'da ve daha sonra Paris seyahatimde dikkat etmeye devam ettim. Ruslar, İtalyanlar, Fransızlar  farkeymiyordu, ne millet olursa olsun çocukların elinde ipad / nintendo/ PS gibi teknoloji harikaları vardı.
Bir sabah bakıyordum bir Rus aile kahvaltıya iniyor, çocuklarının önüne cornflakes koyuyor bir kase, ipadden bir çizgi film açıyor ve çocuk sessiz sakin oturup kahvaltısını ediyordu.
İleride bu çocuklarda konsantrasyon yada asosyallik gibi sorunlar olur mu bilemem ama yurtdışında da bu çılgınlığa şahit olunca önüne geçilemez bir trend olduğunu farkettim.
Geçen pazar günü aldığımız eğitimde ise konuşmacı kendi zamanını anlatıyordu. Bir ödev yapmak için kütüphaneye gidip saatlerce ansiklopedi araştırmamızdan tutun , elde yazdığımız sayfalarca ödevlerden, projelerden, çizimlere kadar. Sonra 3.5 yaşındaki torunundan bahsetti, onu yemeğe çıkarttığını ve iletişim kuramayınca çareyi iphone'u eline vermekte bulduğunu. 40 yıllık bir öğretmen yetiştirme özgeçmişi olan değerli bir profesör bile bunu normal buluyordu ve sonra hepimize döndü dedi ki: işte benim torunum sizin sınıfınıza geliyor. Bize de yeni teknolojiyi öğrenmek, anlamak, özümsemek ve kabullenmekten başka bir çare bırakmadı.
Herşey o kadar hızlı gelişiyor ki eminim 10 sene sonra ipad bile komik kaçacak, 3 boyutlu hologram görüntüler, her işimizi onunla halledeceğimiz çipler her yanımızı saracak. ve biz bunları görmezden gelemeyecek, yeni jenerasyon çocuklarımızı bunlardan koruyamayacağız. Onlar için sosyalleşmek bahçeye çıkıp top oynamak değil artık, blackberry messengerda, twitterda, whats up'ta sohbet etmek.
Geçenlerde  bir makale okudum Guardian gazetesinde, Yahoo'nun Google'ın sahipleri çocuklarını eski tarz, bilgisayarsız okullara yolluyorlarmış. Teknoloji devleri en azından okul zamanı çocuklar bilgisayar ekranından uzak kalsın istiyorlarmış. Bizde okulda artık defteri kitabı bırakıp laptoplu eğitime geçtiğimiz için artık teknolojiyi kabullenmekten başka çarem kalmıyor. Çocuklarım artık e-book (elektronik kitap) kullanıyor, defter tutmak yerine 'OneNote' kullanıyor.
Bende bu fikri kabullenmiş olucam ki, geçen gün arkadaşıma dedim, bak yeni ipad çıksın, benim eskiyi direk senin oğlana veriyorum.'
Tüm 'igeneration' çocuklarına selam olsun,
irem :)

No comments:

Post a Comment