Saturday, June 23, 2012

Mutluluk Projesi...

Resim: www.Girlhabits.com
Ofiste yabancı arkadaşlarımdan biri devamlı bir 'mutluluk projesi'nden bahsediyor. Kulak misafiri oluyorum biraz, heralde bir gruba üye, ya da yeni bir Hindu felsefesi çıkmış diyorum içimden. Aklınıza gelebilecek en ufak tefek şeylerden bile bu benim mutluluk projem diye bahsediyor. Örneğin: Dün spor yaptım, ardından giyilmedik eşyalarımı temizledim, mutluluk projemdi diyor.
En sonunda dayanamayıp soruyorum.
Meğer şu solda resmini gördüğünüz kitabın taa kendisiymiş. Yazarı Gretchen Rubin.
Tesadüf Remzi Kitapevinde dolanırken bulup hemen alıyorum. Artık benimde bir mutluluk projem var diye seviniyorum. İçine bakmak aklıma gelmiyor, hevesliyim. Sanki mutluluğun tek bir tarifi varmış gibi ve içinde o gizli tarifi barındırıyormuş gibi sevinerek alıyorum. Sanki kapağını açtığım anda büyülü bir şekilde fırlayacak mutluluğun tarifleri...
Ben aslında hiç sevmem kişisel gelişim kitaplarını okumayı, Eckhart Tolle'un Power of Now/ Şimdinin Gücü'nü okumuştum en son, ondan önce 'Evrenden Torpilim Var',  yine söz vermiştim kendime böyle çerez kitaplar okumayacağım diye. Genelde nasıl yazılıyor bu kitaplar? Sen ben gibi biri çıkıyor, hayatın 3-5 sillesini yiyor, 1-2 kazık dostlardan, bazen bir hastalık.. major depresyon teşhisi ile prozaclar kullanarak yatağa düşüyor, sonra bir gün bir uyanıyor ki... Vahiy mi gelmiş, bir aydınlanma mı olmuş ne olmuşsa, başlıyor Mevlana misali yazmaya.
Sıfırdan başlayan birinin başarı hikayesini okumak, evet, belki zevkli. Ama ya ahkam kesmelerini ne yapacağız?
Her neyse, alıyorum kitabı elime. Bir kadının depresyon hikayesi klişesi ile başlıyor. Kadın bir sabah uyanıyor (!) ve artık mutlu olmaya karar veriyor.
E nasıl olacak bu iş? Hayatından onu mutlu eden 12 şeyi yazıyor. Ailem, çocuklarım, kocam, işim...vs vs. Ocak ayından başlayarak her 1 ayını 1 hedef için harcıyor. Örneğin Ocak ayı 'Boost Energy' yani enerjini yükselt. Yapacağı şeyleri yazıyor bir kenara, işte her gün spor yapılacak, ev temizlenecek, çocukların oyuncaklarını toplamak için İkea'dan kovalar alacak, iyi uyuyacak. Enerjisini yükseltmek için o kadar çok koşturuyor ki sağa sola, okurken benim enerjim düşüyor. Şubat ayı evliliği ele almış. Kocasında kızdığı sinirlendiği ufak tefek şeylerden arındırıyor kendini, evli barklı kadın birden kocasına sevgililer günü kartları yazmaya başlıyor, günde en az 5 kere sarılıyor. Bir türk koca olsa şaşırır inanın. 'Hanım sende bir değişiklik var, bir şeyler mi karıştırıyorsun yoksa?' diyesi geliyor insanın. 3. Ayını iş yerine veriyor, 4. ayını çocuklarına ve iyi bir anne olmaya, 5. ayını eğlenceli aktivitelere ayırıyor, 6. ayını arkadaşlarına, 7. ayını paraya, 8. ayını ruhani mutluluğuna, 9. ayını kitaplara, 10. ayını dikkatle çevreyi gözlemlemeye, 11. ayını davranışlarına ve 12. ayını da mutluluğa.
Güzel kitaplar okuyor, güzel yemekler yiyor, güzel geziyor, güzel filmler izliyor. Hayatından dedikoduyu, fesatlığı, arsızlığı çıkarıyor. Bunların herbirini bir ay içerisinde koyduğu hedefler çerçevesinde gerçekleştiriyor. Yorucu mu? Evet. Daha çok mutsuzluğa iter mi adamı? Belki.
Şubat ayında hergün kocama 5 kez sarılıyorum da Mart'ta sarılmıyor muyum? Bilmiyorum.
Dedikoduyu hayatımızdan çıkarmak, giymediklerimizi dağıtmak gibi kalıcı şeyler belki mutluluk getirebilir ama kime göre neye göre? Ben uygulamayı düşünmüyorum. Çünkü hayatımın zaten yeteri kadar düzenli olduğuna inanıyorum. Uygulayıp uygulamamak size kalmış. Ya da sadece 'Ben mutlumuyum?' diye düşünmenizi sağlaması bile yeterli olabilr. İlginizi çeker diye araştırdım, Türkçeye de çevrilmiş, satılıyor kitapçılarda.
Mutlu okumalar...
irem...

No comments:

Post a Comment