Sunday, July 8, 2012

8. Günümüz ve Broadway

The Book of Mormons / Broadway 
New York'a geldik gidiyoruz bir türlü oyun bileti bulamadık diye o kadar üzülüyordum ki. Aylar önce karşılaştığım bir tanıdığım New York'tan yeni geldiğini söyleyince ben de hemen Broadway oyunlarını soruşturmuştum. 'Bileti internetten almana gerek yok, son dakika cok ucuz bilet bulunuyor' demişti. Kafamın bir kenarına nasıl yer ettiyse gitmemize üç gün kalana kadar bilet almayı hiç düşünmedim. Üç gün kala bu sefer başka bir arkadaşım 'bilet kalmamıştır ki' deyince panik olup internete bir girdim ki.. Popüler oyunların hiç birine bilet yok. Yıllardır oynayan ve artık ezbere bildiğimiz Mamma Mia'lardan bahsetmiyorum tabii ki. Onlara 70-80 dolara bilet bulabiliyorsunuz. Spider man, Wicked ve Aslan kral artık kemikleşmiş Disney prodüksiyonları ise mutlaka görülmeli. Fakat bir türlü 250 dolardan aşağı yakalayamıyoruz biletleri. Her gün Times Square'deki TKTS'ye bakıyoruz. Güya yüzde 50 indirimli biletler oluyor. Bir kuyruk ki aman diyeyim. Oyunların gişelerine gidiyoruz. İşittiğimiz kelime 'sold out' yani biletler bitti. Sonunda bugün sabah erkenden Aslan Kral'ın gişesi açılmadan sıraya girmeye karar veriyoruz. 2. Sıradayız. Ertesi gün matineye yer buluyoruz hem de kisi başı 165 dolara. Broadway oyunu icin çok iyi bir fiyat. Biletleri cebimize atıyoruz. Şimdi sıra geliyor esas gitmek istediğim oyuna bilet bulmaya. Kafamı taktığım oyun :) New York Times'ın bu yüzyılın en iyi müzikali dediği, kapalı gişe oynayan ve South Park yazarlarını ellerinden çıkma 'The Book of Mormons'. Sabahtan koşa koşa 'iptal edilen biletler' kuyruğuna giriyorum, şansım yaver gidiyor ve daha yarım saat bile olmadan bilet iptali geliyor. Ve ben 500 dolarlık bileti 155 dolara alıyorum. Mutluluktan deliriyorum. Mormonlar herkesin bildigi bir terim degil belki. Hristiyanlığın bir mezhebi ama inanışları ve kitapları farklı. İsa'nın Amerika'da yaşadığına inanıyorlar, çok eşliler, çok çocuk yapma inanışları sayesinde 5 milyon üyeleri var. Oyun sadece Mormonlarla degil bir çok şeyle dalga geçiyor. Dinlerini yaymak icin insanların kapılarına dayanan iki Mormon misyonerin tayinlerinin Uganda'da bir kabilenin göbeğine çıkmasını anlatıyor ama tabii tüm dünya sorunlarına değinerek... Dinleri ti'ye alıyor, sizi kahkahalarla güldürüyor. Cem Yilmaz'a gitmiş kadar oldum, oyun baya bir küfür içeriyor, çocuklar için uygun değil, kapıya da bir yazı koymuşlar 'Çocuğunuza South Park izletiyorsanız bu oyuna da getirebilirsiniz'. Çok komik bir müzikal, çoğu yerde oyuncular bile durup gülüyorlar ve sonra cümleyi baştan alıp devam ediyorlar. Hatta bazı yerlerde oyun duruyor insanların kahkahaları dinsin diye orkestra bile bekliyor. Görseller yine harikulade.. Bir cehennem sahnesi yapmışlar, içine de Hitler'den, Darth Vader'a kadar bir çok karakter koymuşlar. Star Wars'a Aslan kral'a, Yüzüklerin Efendisi'ne göndermeler ve tüm Broadway oyunlarıyla dalga geçmeler... Şarkılar dilime o kadar pelesenk oluyor ki önce 20 dolar diye kıyamadığım CD'sini de çıkışta alıyorum.
Aynı akşam Radio City Hall'da Cirque de Soleil'in 'Zarkana' isimli showuna gidiyoruz. Büyüleyici... Sahneler, danslar, akrobatlar hepsi müthiş. Ama bundan sonra izleyeceğim hiç bir oyun bugün öğlen izlediğimin yerini tutmayacak, buna eminim. New York'ta 8. Günümüzü de bitiriyoruz... Bugün sakatlık yok şükür ama çok fazla yemek yemekten mide ağrısı var.. Hard Rock Cafe sağ olsun :) Sevgiler ..

No comments:

Post a Comment