Sunday, October 27, 2013

Pusetli annenin kaldırımlar ile imtihanı

İnsan deneyimlemeyince bilmiyor, anlamıyor, empati kuramıyor. Birileri de kalkıp farkındalık yaratmayınca yaşamın göbeğinde ki bir sıkıntının farkına varmadan yanından geçiveriyorsunuz, hatta çarkın dişlisi oluyorsunuz farkında bile olmadan.
Şimdi şehir planlamacılığına mı soyundun demeyin. Sıkıntı büyük, sormayın, derdim kaldırımlar. Bebeğim doğduğunun tam 11. gününden itibaren onu sokağa çıkartmaya başladım. Evde huysuzlanan, huzursuzlanıp ağlayan bebek dışarıda temiz havayı aldıkça mışıl mışıl uyuyordu. Eş-dost ise tavsiyelerde bulunuyordu: 'bebeği hergün aynı saatte çıkar, kar kış olsa bile temiz hava alsın.'
Tamam güzel hoş ta... Nereye çıkaracağım her gün?
1-2 kez arabaya koyup Bebek parkına götürdüm. Ama her gün her gün olmuyor, puseti arabaya indir kaldır, aç kapat yalnız başına zor iş. Evimin etrafında ki parkları araştırmaya başladım. Bir iki öneri geldi ama o parklara gitmek için de ya cadde geçilecek, ya merdivenler aşılacak, ya da.....
Ya da kaldırımlarda ter dökerek zorlu imtihanlar vereceksiniz.
Evimin lokasyonu itibariyle her gün Etiler'e doğru yürüyüş yapmam en kolayı gibi duruyordu. Hatta doğumdan öncede hayal kuruyordum yürürüz her sabah, hem ben yürüyüşümü yapmış olurum, hem çocuk hava alır. Küçük teknik bir detayı atlamışım tabi.
Evden Etiler' e doğru ilk yürüme deneyimimiz tam bir faciaydı. Henüz bilinçsiz olduğumuz için pusetin üzerine bir örtümüz yoktu ve yamuk yılık kaldırımlardan caddeye inip egsoz dumanı ve metro inşaatının tozu toprağı içerisinde yürüdük. Puseti eşim kontrol ettiği için ben hala iyimserdim. Taa ki kendi başıma pusetle kalıncaya kadar.
Yamuk, kırılmış dökülmüş kaldırımlarda zangur zungur yaylanan bebek sarsıntıdan memnun gibi gözükse de kaldırımın bittiği yerde rampa olmadığı için durup, puseti yüklenip, insan gücü ile aşağı indirip 2 adım sonra yeni bir kaldırım başladığı için tekrar kaldırmak zorunda kalınca anladım puset süren annelerin neler çektiğini. Sağ olsun insanımız bebeğe karşı çok yardımsever, hemen bir delikanlı çıkıp el atıveriyor pusete ve indirip kaldırıyor ama etrafta kimse olmadığı zaman?
Tam kırığı döküğü az bir kaldırım buldum diye sevinirken bu kez kaldırıma park eden insanların arabaları ile yeniden terler döküyorsunuz. Bu kez puseti caddeye indirmeniz, kaldırıma park etmiş arabayı sollayıp, tekrar çıkamanız gerekiyor. Kolunuza kuvvet.
Bir yandan terler dökerken, diğer yandan da 2 dakikada Atm'den para çekmek için flaşör yakıp kaldırıma park ettiğim günler geldi aklıma, bin pişman oldum. Kimbilir kaç anne benim yüzümden zorluk çekti dedim.
İşin daha da acı kısmı engelli vatandaşlarımızında aynı sıkıntıları yaşıyor olmasıydı. Hemde onların sandalyelerini süren birisi de yok. Bu mücadelede kendi başlarınalar.
Baktım olmayacak istikamet değiştirip Boğaziçi Üniversitesine doğru yürüyeyim dedim. Daha beter dapdar kaldırımlar, tümsekler, kırıklar dökükler, birbirine yol vermeyen otobüsler yüzünden arabasını kaldırıma doğru sürenler, çöp tenekeleri, beton çiçeklikler..vesaire. Caddeye insen araba tehlikesi, kaldırıma çıksan yine araba tehlikesi. Güç bela Doğa Tepe parkına geldik. Parkta 1-2 saat bebek uyurken bende sessizce kitabımı okudum, öte yandan aldı beni geri dönüş stresi. Civarda beni arabayla gelip alabilecek birilerini bile düşündüm. Velhasıl şehirde pusetle cambazlık zormuş arkadaşlar.
Bugün nefis bir Pazar günüydü, şahane bir hava vardı, arabayı çıkarmadan şöyle Starbucks'a doğru yürüyüp bir kahve içelim dedik. Arka yollardan, sakin mahalleerden yürüyerek Etiler'e vardık, dönüşte ise yürüdükçe resim çekmeye karar verdim. İşte tam 10 dakikalık yürüyüş mesafemde karşılaştığım güçlükleri belgeledim. Karşınızda puset süren annenin dramı...
Belki kaldırımlarımız ülkede bir seçim olana kadar onarılmayacak ama en azından kaldırımlara, kaldırımın bittiği yerlerdeki rampaların önlerine araba parketmeyerek annelerin ve engellilerin sıkıntılarını biraz olsun hafifletebiliriz.
Sevgiler;
İrem



kaldırıma arka arkaya parketmiş sorumsuz sürücüler
Kaldırımlarımızın içler acısı hali..
kırık dökük kaldırımlar
hem arabasını hem de kukasını koyarak kaldırımı bloke etmiş çiçekçi



Etiler'den bir kaldırım örneği daha..


Ve bir diğeri..

Ben pusetimi nerede süreyim şimdi???
Neyseki biraz yer bırakmış bize geçecek kadar...


burası Etiler Hsbc bankasının önü..



No comments:

Post a Comment