Thursday, December 26, 2013

Ek gıdaya geçiş ve diğerleri…

Arayı çok açtık. Uzun bir süre yazamadım. Gündüz bebekle ilgilendiğimden öyle çok fazla şey yapamıyorum haliyle. Ya gezmeye çıkıyoruz, bütün gün sokaklarda geziyoruz. Veya evde kalıyoruz benimde illaki ya okuyacak ya da takip edecek bir meşgalem oluyor. İşte bu yüzden ha bugün ha yarın derken açıyoruz arayı.
Oysa bebekle her gün yeni bir şey yaşıyoruz. Dışardan birisine anlatıldığında o kadar ufak gelen ama ebeveynler olarak alkış tutarak karşıladığımız, üzerine saatlerce konuşabildiğimiz hayata dair o minik adımlar. 
'Bugün oyuncağını tuttu' ertesi gün 'tutup ağzına götürdü' daha da ertesi gün 'oyuncağı ile konuştu'.
Artık konusma pratikleri başladı. Gece, gündüz yalnız bırakmaya gelmiyor. Bir çenesi düşüyor, bir bağırıp çağırmalar, çığlıklar, konuşmaya çalışmalar… Bizde elde iphone her anını ölümsüzleştirmeye çalışıyoruz. Artık 4.5 aylık olmamız şerefine uslu bir bebek olduk.
İşte konu başlıklarımız:
UYKU:
'Aman söyleme nazar olur' diyorlar ama söylemeden geçemeyeceğim, oturttuğum sistem sayesinde uykuları müthiş düzene girdi. Hangi saatte ne yapacağını, ne kadar uyuyacağını, ne zaman uyuyup ne zaman uyanacağını biliyoruz. Bunu bilmek te bizim için müthiş bir rahatlık. Uyku düzeni ile ilgili bir çok makale okudum bu zamana kadar. Ferber, Weissbluth, Tracy Hogg metodları revaçta. Kimisi çocuğu ağlatarak uyutuyor, kimisi ağlatmayarak. Kimisi uykuyu saat 6.30'a çek diyor. Kimisi 6.30'da banyo saati yap, 7'de yatağa koy, bırak ilgilenme diyor. Hepsini okuyup kendi iç güdülerime de dayanarak kendi sistemimizi oturttuk. Bir tek kabusumuz var o da: Aşı günleri. Aşı günleri düzenimiz şaşıyor, Sarp huzursuzlanıyor, ağlıyor, saat başı uyanıyor vesaire. Aşı olduğumuz bir günün gecesi sabaha kadar her saatin 45. dakikasında uyandı mesela. 12.45, 01.45, 02.45.. diyerekten sabahı ettik.  
Diğer günler akşam dedin mi sızıyor bizimki, yatağında beşiğinde nerede olursa olsun farketmez. Geçen gece gittiğimiz bir balıkçıda pusetinde mışıl mışıl uyudu, sonra gece 12'de hoop evdeki beşiğine transfer ettik. Tık demedi, gık demedi. Tam da hayalimde ki bebek buydu. 

BESLENME & EK GIDAYA GEÇİŞ:
6 aydan önce ek gıdaya başlamayın diye bas bas bağırıyor şimdiki doktorlar. Su bile vermeyin, anne sütü yeterlidir diyorlar. Herkesin deneyimi farklı olacaktır buna emin olun. Sarp ilk 2 ay hiç emmedi, tam 3. ay emmeye başladı diye sevindim ki sevincim kursağımda kaldı ve anne sütü tamamen kesildi. Sadece formül mama ile beslenmeye ve sadece süt ile doymamaya başladı. 200 mililitreleri geçen biberonlar dolusu mama yapmama rağmen 2 saatte bir acıkabiliyordu. 4. ay doktor kontrolümüze denk gelen tam bu dönüm noktasında ek gıdaya geçme kararı aldım. (Tabiki doktorumuz 1 ay daha bekle dedi) ama ben artık 4. ayını doldurmuş olmasının şerefine gidip Hipp'in organik elma püresinden satın aldım. 
-Evde yapması da bir o kadar kolay, elmayı benmari usulü haşla, kendi suyuyla ez, püre yap gitsin. -
İlk elma püresi deneyimimiz 4-5 çay kaşığı kadardı. Bizimkisi daha benim vermeme kalmadan kaşığını kendi tutup ağzına götürünce ek gıdaya geçerek doğru karar verdiğimin farkına vardım. Ertesi gün yine elma püresini bu kez 6-7 kaşık yedi, ertesi gün 9-10 kaşığı yemesine rağmen daha da istedi. 
Ek gıdaya geçisimizin 4. gününde havuç püresi ile devam etme kararı aldım. Yine 4-5 çay kaşığı ile başladım, yavaş yavaş arttırdım. Havucu da severek yedi, yalnız az biraz hazımsızlık yaptı. 
6. gün dozajı arttırdım, ve sadece sabah değil, 2 ara öğüne bölüştürdüm mamasını. 
Kahvaltısından 2 saat sonra ve yatma mamasından 2 saat önce olarak vermeye başladım.
Bu kez armut püresi denedim, çok severek yedi. Sonraki gün kayısı püresi verdim, pek sevmese de ağzını kocaman aça aça yedi. Daha sonraki gün erik püresi verdim, elini ağzına sokarak mutlu mutlu yedi. Son olarak yine Hipp markasının irmik ve pirinç nişastası ile karıştırılmış Şeftali püresinden verdim. 
Tüm bu meyve püresi deneyimlerimiz gayet başarılı geçti. Sıra yavaş yavaş sebzelere geliyor, ama sindirim sorunu yaşamamak adına 4-5 gün daha erteleyip önce yoğurt verme kararı aldım. Yeni aldığım yoğurt makinemle çok başarılı yoğurtlara imza atıyorum. Bu hafta Sarp'a annesinin elinde mayalanmış mis gibi yoğurtlar yedirme zamanı. Sade veya meyveli olarak küçük cam kavanozlarda mayalayıp, farklı farklı tatlar yedireceğim. Bu iş gittikçe eğlenceli bir hal almaya başladı. 

HAL VE GİDİŞ: 
Bizim açımızdan pekiyi. Gülümsemeler, Agu'lar, çıkarmaya çalıştığı kelimecikler, her an bizimle oynamak istemesi, gıdı gıdı yaptığımızda kahkahalar atması, Sarp'ı yakalama oyununda deliler gibi eğlenmesi işin en eğlenceli kısımlarından. 

No comments:

Post a Comment