Saturday, July 7, 2012

7. Günümüz ve Soho

Bugün neler öğrendik? Soho'yu tatilinin 7. Gününe bırakmak hataymış. Soho başlı başına bir alışveriş cennetiymiş. Hatta Soho'da kalınmalıymış.35 derece sıcağın altında gezerken başa güneş geçebileceği icin devamlı klimalı mağazalara girmek şartmış. Kısaca tarif etmek gerekirse beş küçük cadde diğer beş küçük caddeyi kesiyor, arada entel mekanlar, mini butikler ve tüm mağazaların en bol ürünlerini sergilediği çeşit çeşit dükkanlar... Victoria Secret'ın sadece Pink koleksiyonun sergilendiği mağaza bana yetti:) Bu caddelerde yemek yeri pek yok, China town'a ve Tribeca'ya kaymislar daha çok. Soho cok keyifli bir şekilde gezdiriyor insanı. Hem şirin, hem de yormuyor. Nereye girsen, neye elini atsan devasa olsun mantığı burada kaybolmuş. Az yürümüş olmamıza rağmen benim tabanlarım sızlıyor,  Fatih'in ayağı su topluyor. Günlük yürüyüş işkence kotamızı doldurduktan sonra otelimize dönüyoruz. Gece 5. Cadde'de dolaşıyoruz, Saks Fifth Avenue, Rockerfeller Center gibi mekanları gezinirken 'Magnolia Bakery'i' keşfediyoruz. Cupcakeleri, tatlıları dehşetengiz. Gelmeden okumuştum ama denemek bugüne kısmetmiş. Cupcake'inin tadına bakıyorum, o an dünya duruyor sanki. Ömrümde yediğim en müthiş kek. Birinin blogunda ise muzlu büskivili pudingini methettiğini okumuştum, o da yarına kalsın artık. Kocaman göbeklerimizi önümüze katıp dolaşıyor, yemek yiyor ve geceyi yine eczanede kapatıyoruz. Ayağımıza bant almak aslında bahanemiz. Eczanelerde vitaminler ve ilaçlar çok çeşitli, çok kaliteli. Karıştırdıkça karıştırıyoruz. Gece Times Square çok canlı oluyor, sadece bir köşede oturup insanların showlarını, maskaralıklarını bile seyretseniz yetiyor. Dopdolu bir şehir New York. Kendisini çoook sevdik. Bir günü daha kapatıyoruz.

irem

No comments:

Post a Comment