Wednesday, February 15, 2012

Siyah Süt

'Önce su almaya, sonra batmaya başladı varlığımın gemisi. Ve ben sadece ve öylece güvertede oturup bekledim. İçimden başladım saymaya....'
Altını çize çize okuduğum bir kitap daha, gerçi benim altını çizmeden okuduğum bir kitap yokki.. O yüzden hiç sevmem ben kütüphaneden kitap ödünç almayı, benimseyemem, çizemem altını diye. Ben oturmayı seviyorum kütüphanede, yazarları masalarında bu kitapları yazarken hayal etmeyi. Geçen gün yine kütüphanede otururken birden canım Elif Şafak'ın 'Siyah Süt' kitabını okumak istiyor. Evde masanın üzerinde yığılmış kitapları görseniz şaşarsınız, okumak için dizmişim, karşılarına geçiyorum konuşuyorum onlarla, hanginizi okusam, seni mi, onu mu? Yok ben taktım ya Süyah Süt'e, onu almam lazım. Tam bir delilik belirtisi.
Cuma gecesi saat 11e geliyor, eşim geliyor yanıma, 'ya çok sıkıldım kalk Beyoğlu'na gidelim yürüyüş yapar döneriz' diyor. Vee amacıma ulaşıyorum. 11.30'da açık bulduğum kitapçıdan içeri dalıyorum. Siyah Süt'e kavuşuyorum. Biliyorum Elif Şafak burada hamilelik depresyonunu yazdı, o yazdı kurtuldu, peki ya okuyucu ne yapsın?
Ertesi gün edebiyat gurusu çok değerli bir hocamla konuşuyorum telefonda. Kitap Kulübümüzde ne okusak diye konuşurken arada söyleyiveriyorum okuduğum kitabı.
'Hemen bırak onu' diyor. 'Hiç çocuk sahibi olmadan önce okunur mu öyle şeyler?'
'Olsun' diyorum. 'Benim canım o depresif dönemi okumak istedi, hem hoşum gitti, kitapta Sylvia Plath'ı anlatıyor, Virginia Woolf'tan bahsediyor'.
'Kızım' diyor 'bahsettiğin yazarlardan biri bataklığa girip intihar etti, biri kafasını fırına soktu, bırakıyorsun hemen okumayı'.
Tabi bırakmıyorum. Plath ve Woolf yüzyılın en önemli kadın yazarları, onları o hasta beyinlerindeki labirentlere girip gizemlerini çözmeye çalışmayı seviyorum.
Annelikle yazarlık arasında gidip gelen kendini ve kendi gibi hisseden, düşünen tüm kadın yazarlardan bahsediyor Elif Şafak. Tabi olumlu örnekler de çok, örneğin Harry Potter'ın yazarı J.K Rowling'ten bahsediyor, son 6 Harry Potter kitabını 2 çocuk sahibi olduktan sonra yazmış. Demekki mümkün.
Kitap sadece bundan ibaret değil tabi, içindeki parmak kadınları anlatıyor. Hepsinin isimleri ve kendilerine özgü özellikleri var. 'Sinik entel hanım' yazar yönünü, 'Hırs nefs hanım' hayatta kalma hırsını, 'Can Derviş hanım' dini yönünü, 'Anaç Sütlaç hanım' anneliğini, 'Saten Şehvet hanım' kadınsılığını, 'Pratik Akıl hanım' zekasını temsil ediyor. Ve Lord Poton. Kendisi yazara loğusalık döneminde eşlik eden cini.
Yazar kitapta kullandığı şahane mecazlarla içten sesler korosundaki parmak kadınları, onların nasıl birbiri ile kavga ettiği, darbe ile birbirlerini indirdiği ve içindeki monarşi, anarşi dönemleri sonunda gelen demokrasiyi anlatıyor. 10 ay süren depresyonunu nasıl yendiğini, bir sabah uyandığında onlara nasıl kapıyı gösterdiğini anlatıyor.
Geçen gün yazdığım blog yazımdaki 21. yüzyıl kadını vardı hani,  hem onu hem bunu hem şunu yapmak isteyen.
İşte bu kitapta herşeye el atmak isteyen 21. yüzyılın süper-kadınlarına gelsin :)
Sevgiler;
irem

No comments:

Post a Comment